Doğru öğrenip öğrenmediğimizi sormak istediğimizde önce cümlemizi kurarız. Hemen sonrasında onay almak için tamam mı diye sorarız. Cümlemi doğru kurarak mı konuştum anlamında tamam mı diye sorarız. Onaylanma, yönlendirme, eklenti veya doğrulama soruları ileri bir gramer konusu olmasına rağmen konuşma pratiği yaptığımız zaman çok sık kullandığımız soru kelimelerindendir.
Hayatımızda sosyalleşirken, çalışırken, bir şeyler araştırırken, alışveriş ederken veya resmi bir prosedür ile ilgili bilgiler alırken onaylanma ihtiyacı hissettiğimiz zamanlar olmaktadır. Onaylanmak için "tamam mı", "olur mu" veya "öyle değil mi" diye sorarız. İngilizce'de Tag Question olarak gramer kitaplarında anlatılan bu konu Türkçe anlatımlı konu anlatımlarında onaylanma soruları, yönlendirme soruları, eklenti soruları veya doğrulama soruları başlığı ile anlatılır.
Bir resmi kuruma gidip bir konu hakkında bilgi almak istediğimizde yetkili kişiye sorular sorarız ya da evrak teslim ederiz. Yetkiliden sorularımıza cevaplar aldığımızda doğru anlayıp anlamadığımızın teyidini almak isteriz. Teslim ettiğimiz evrakları kontrol ederken de onaylanmak isteriz. Her şeyin eksiksiz olup olmadığını doğrulamalarını bekleriz. Bu durumlarda öyle değil mi veya tamam mı kelimeleri gene çok sık sorarken kullandığımız kelimelerdir.
Hayatımızda sosyal hayatımızda arkadaşlarımızla iletişimlerimizde takdir görmek veya onay almak isteriz. Sohbetimizde arkadaşlarımızın da aktif katılım göstermelerini bekleriz. Bazen fark edilmek isteriz. Örneğin saçımıza yeni bir model verdiğimizde veya rengini değiştirdiğimizde nasıl bulduklarını öğrenmek için yeni saç modelim çok güzel, öyle değil mi diye sorarak onaylanma cümlesi duymak isteriz. Ya da sakal bırakmışızdır. Sakal bırakmak bana yakıştı, öyle değil mi diye sorarız. Bazen de arkadaşlarımızla randevulaşırız. Randevu saatinde orada arkadaşımızın olup olmayacağını teyit etmek isteriz. "meydanda buluşuyoruz, değil mi? gibi.
Hayatımızda bazen birileri bizlere ne yapmamız gerektiğini söyleyip "olur mu" diye sorarlar. Bazen de yapma olur mu, etme olur mu, yeme olur mu gibi biz birine emir veya rica arası bir şeyler söyleriz. Amacımız soru sorup cevap almaktan çok tatlı bir uyarıdır.
İngilizce'de tamam mı, öyle değil mi, olur mu diye sormak istediğimizde Tag Question konu başlığında anlatılan gramer kurallarına uygun olarak tamam mı veya değil mi soru kalıplarında farklılıklar vardır. Türkçe biz hep iki kelime ile soru sorarak onay alırken İngilizce'de cümlenin öznesine, fiiline ve yardımcı fiiline göre soru şeklinde farklılıklar bulunmaktadır. Her zaman için farklı bir kullanımı bulunmaktadır.
Olur mu, öyle değil mi, tamam mı gibi çok basit görülen üç kelime için soru şekli niye ileri gramer konusu önce buna açıklık getirelim.
Konuşurken cümlemizde geniş zamanda konuşuyorsak geniş zamanda soru sorma kuralına göre sormalıyız. Eğer present perfect zamanda konuşmuşsak ona göre soru sormalıyız. Emir ve rica ediyorsak ona göre doğrulama sorumuzu sormalıyız. Birleşik cümle kullanmışsak hangi cümlemize göre soracağımızı da iyi bilmeliyiz. Has got, have got, might, would, must, should kullanmışsak ona göre konuşmamız gerekir. Tüm zamanlarda fiilleri yardımcı filleri ve ekleriyle doğru cümle kurmuşsak doğru sorabiliriz. Eğer soru öncesi cümlemizi doğru kurmamışsak sorusu da yanlış olabilir. Cümle kalıbımızı doğru kurabilmek için de bu bahsettiğimiz konuları iyice öğrenmek gerekiyor. Bu gramer konuları gerçekten ileri gramer konularıdır. Asıl bu gramer kurallarının tamamını öğrenmişsek olur mu, öyle değil mi veya tamam mı soru kalıplarını doğru kullanmayı öğrenmeye başlayabiliriz. Ana cümlede nasıl bir kalıp kullanacağımızı bilemeyince bu konuya da geçiş yapmak zor olmaktadır.
Yazımızın başında belirttiğimiz gibi, ileri bir gramer konusu ama erken dönemde konuşma pratiği yaparken bu 3 basit kelimeye ihtiyaç duyuyorsak ne yapmalıyız.
Eğer gramer kurallarını sırayla öğrenerek yabancı dilini geliştiriyorsan her yeni gramer konusunu öğrendiğinde gidip bu konuya bakıp o kuralda kurulan cümle için nasıl soru soracağını öğrenemeye çabalayabilirsin. Aksi takdirde bu konuda kuralları sırayla öğrenmeye başladığında ezber olacağından çabuk unutma ihtimalin yüksek olacaktır.
Yabancı dilimizi geliştirirken ezberlemeden hafızamıza ve hayatımıza öğrendiklerimizi yerleştirerek ve en önemlisi konuşarak geliştirirsek daha hızlı öğreniriz.
Öncelikle son yıllarda en popüler öğrenme yönteminin konuşarak geliştirme olduğunu belirtmek isteriz. Hangi yabancı dil olursa olsun konuşarak geliştirebiliriz.
Eğer yeni öğrenmeye başladıysan ilk 3 ay mutlaka konuşma odaklı kurslardan destek alarak başlamanı tavsiye ederiz. Konuşarak nasıl geliştireceğine dair deneyim kazandığında kendinde tek başına konuşarak nasıl geliştirebileceğini öğrenmiş olursun. GNR Eğitim olarak katılımcılarımızı kendi metodumuzla ilk günden İngilizce konuşmaya başlatarak 3 ayda günlük konuşmaları yapabilir hale getiriyoruz.
Eğer belli bir seviyeye gelip öğrendiğin bilgilerle konuşamıyorsan kendine bildiğin gramer konularından seçim yaparak sadece bu konularda konuşmak için İngilizce konuşma pratiği derslerinden faydalanmanı tavsiye ederiz. Konuları sen belirlediğin için eğitmeninle birlikte karşılıklı sohbet havasında aktif konuşarak konuyu iyice pekiştirme imkanı yakalamış olursun.
Gelelim yönlendirme, eklenti, doğrulama ve onaylama soruları ile ilgili örneklerimize
Örnek cümlelerimizi sana bazı hikayelerle anlatacağız. Amacımız örnek cümleleri incelerken akılda kalacak hikayelerle daha iyi pekiştirmeni sağlamaktır.
İngilizceyi ilk öğrenmeye başladığımızda şimdiki zaman, geniş zaman, geçmiş zamanda (present continuous tense, simple present tense ve past tense) konuşmaya çalışarak geliştiririz. Ya da there, this, that, these, those, can ve let’s cümleleri kurarak konuşmaya başlarız.
1. Yaz tatilinde olduğumuzu ve 4 arkadaş tatilde olduğumuzu düşünelim. Plajda iken kafeden bir şeyler almaya gidip geldiğinde bir arkadaşın orada değilse yüzüyor olacağını düşün ve şu soruyu sor:
Mary şu anda denizde yüzüyor, öyle değil mi? / Mary is swimming in the sea right now, isn't?
Eğer şimdiki zamanda cümle kurduysak be fiilini dikkate alarak sorumuzu sormalıyız. Onaylanma cümlelerinde ana cümlemiz olumlu bir cümle ise öyle değil mi sorusunu sorarken olumsuz yaparak soruyoruz. Olumsuz bir cümle ise olumlu soruyoruz.
2. Kuzeninin bir gün önce sınavdan geçemediğini, moralinin bozuk olduğunu düşün. Ertesi gün öğlen teyzeni arayıp nasıl olduğunu sorduğunu düşün. Kuzenin morali bozukken iştahı kesilen biri olsun. İnsanın morali bozukken iştahı kesiliyorsa güne kahvaltısız başlar. Bu mantıkla teyzene şu soruyu sorduğunu düşün:
Jack henüz kahvaltı yapmadı, öyle değil mi? / He hasn't eaten breakfast yet, has she?
3. Bir baba olduğunu ve oğlunun ders çalışmakla arasının iyi olmadığını düşün. İşten eve geldiğinde oğlunu TV karşısında görünce her zaman ki gibi ödevlerine başlamadığını düşünmüş ol ve eşine şu soruyu sor:
O ödevini henüz yapmadı, öyle değil mi? / He hasn't done her homework yet, has he?
Present perfect tense ile cümleni kurman gerektiğinde ana fiile değil yardımcı fiil ile onay alman gerekir. Örnek cümlelerimizde ana cümlenin ikisi de olumsuz cümle olduğundan soruda olumlu hali kullandık.
4. İş arkadaşınla uzun zamandır aynı yerde çalıştığınızdan artık mesai saatleri dışında da sosyalleşmeye başladığınızı düşün. Seni ailesi ile yaşadığı eve davet ettiğini düşün. Giderken evdeki kişi sayısına göre tatlı alacağını düşün. 4 kişi olduklarını biliyorsun ama arkadaşından teyit alman gereksin:
Evde 4 kişi var, öyle değil mi? / There are four people at home, aren't there?
5. Hepimiz eşimizden, sevgilimizden veya arkadaşlarımızdan zaman zaman güzel ve yakışıklı olduğumuzu duyarak motive oluruz. Özellikle kadınlar her zaman güzel olduklarının söylenmesinden çok hoşlanırlar. Bir kadın o zaman sevgilisine sorsun:
Ben çok güzelim, öyle değil mi? / I'am very beautiful, aren't I?
6. Öğrenci iken bir ödev araştırmak için genelde kütüphaneye gitmişliğimiz vardır. Özellikle en yakın sınıf arkadaşımızla gideriz. Genelde konu araştırırken arkadaşımızla farkında olmadan yüksek sesle konuşmaya başlayabiliriz. Böyle zamanlarda mutlaka bir uyaran, rica eden olur. O zaman biri bize emir ile rica arasında şu cümleyi söylesin:
Yüksek sesle konuşmayın, olur mu? / Don't talk loudly, will you?
Emir ve rica arası bir cümle kurulduğunda, karşımızdaki kişiler tatlı bir şekilde bizi uyararak onay almak isterler. Emirlerini anlayıp anlamadığımızı, ricasını dikkate alıp almayacağımız anlamında. Böyle durumda örnek cümlemizde olduğu gibi emir cümlesinden sonra olur mu sorusu will ile sorulur. Eğer cümle olumsuz ise olumlu, olumlu ise olumsuz kullanılır. Genelde emir cümleleri bir şeyleri yapmamak veya etmemek üzerine olduğundan olumsuzdur.
7. Yeni bir cep telefonu almayı planladığını düşün. Yeni modelleri araştırdığını düşün. Böyle bir zamanda yakın arkadaşlarınla kafede buluştuğunu ve bir arkadaşının işi nedeniyle iki telefonu olduğunu hatırlayıp onları incelemek istediğini söyleyeceğini düşün. O zaman soralım:
Senin iki telefonun var, öyle değil mi? /You have got two phones, haven't you?
Sahip olduğumuz şeylerden bahsederken have got kalıbı kullanılmaktadır. Have got kullanımlarında have kısmı ile sormamız gerekir.
8. Üniversitede olduğunu ve ailenden farklı bir şehirde eğitim aldığını düşün. Akşam dışarı çıkmak istediğini ve gündüzden bunu ev arkadaşını arayıp söyleyeceğini hayal et:
Bu gece dışarı çıkalım, olur mu? / Let's go out tonight, shall we?
Let's ile başlayan cümlelerde, shall ile cevap verilmesi genel kurallardandır. Bu yüzden Let's ile başlayan cümlelerde mutlaka shall kullanıyoruz.
9. Evlisin ve bir kızın olduğunu düşün. En yakın arkadaşlarınız size misafirliğe gelmiş olsun. Kızınız evde olmasın. Misafirlerinizin Jennifer evde yok mu diye sorduklarını düşün. Kızınız her zaman eve geç gelen biri olmuş olsun. Arkadaşlarına cevap verirken eşinden onay aldığını düşün.
Bizim kızımız eve hep geç gelir, öyle değil mi? / Our daugter always come home late, doesn't she?
Olumlu cümlelerin sorusu olumsuz sorulacağından, doesn't kullanılır. Eğer cümle olumsuz olmasa cümlede never, barely gibi olumsuz anlam katan kelimeler kullanmışsak, sorusu olumlu olmalı, does he, does she gibi.
10. Üniversiteyi bitirmişin, iş arıyorsun. Amcan babanı arayıp bir iş olduğundan bahsediyor. Ama iş için İngilizce konuşabilmen gereksin. Amcan da İngilizce geliştirmeye başladığını az çok biliyor olsun:
Tom İngilizce konuşamıyor, öyle değil mi? / Tom can't speak English, can he?
GNR Eğitim olarak sıfırdan öğrenmeye başlayanlara bile dersin ilk 40 dakikasında İngilizce cümleler kurabilmesini sağlayan bir metot ile eğitim veriyoruz. Belli bir seviyede olanların da ilk dersten itibaren konuşarak geliştirmesini sağlıyoruz. Eğitimlerimiz konuşma odaklıdır
GNR Eğitim