Podcast Dinleyerek Evde İngilizcenizi Geliştirin
Ne derler bilirsiniz; dil nankördür, kullanılmazsa körelir. Bu düşüncenin doğruluğu tartışılır olsa da öğrenilen ancak kullanılmayan dilin size ne kadar yararı olabileceğini az çok tahmin edebilirsiniz.
İngilizcenizi geliştirmenin pek çok farklı yolu olsa da tek başınıza yapacağınız etkinlikler sınırlıdır. İngilizce film ve dizi izleyip, müzik veya podcastler dinleyebilirsiniz. İnsanlar ilk öğrenmeye başladığı andan itibaren taklit ederek öğrenmeyi kullanırlar. Bu nedenle bugün evde ya da iş yerinizde ingilizcenizi podcast dinleyerek nasıl geliştirebileceğiniz üzerinde duracağız.
İngilizceniz şu an çok iyi olabilir ancak mükemmel olmasını istiyorsanız evde boş zamanlarınızdan en iyi şekilde yararlanmanız gerekiyor. Yabancı dil olarak ingilizce öğrenen herkes ingilizceyi rahatlıkla tıpkı ana dili gibi konuşmak, bir İngiliz veya Amerikan gibi, kelimeleri yerinde kullanıp iletişim kurmak veya ingilizce yeterliliğini B2 seviyesinden C1 seviyesine taşımak ister.
Kendi hobi ve zevklerinize uygun üstelik de üsretsiz bir şekilde ingilizcenizi geliştirmeye ne dersiniz? Yanıtınız evetse karşınızda podcastler. Evet! Evde otururken, yemek yaparken ya da temizlik yaparken rahatlıkla dinleyebileceğiniz podcastleri tercih edin. Sadece ingilizce öğrenmenize yardımcı olmak için tasarlanmış podcastleri dinlemek zorunda değilsiniz. İlginç, motive edici pek çok seçeneğiniz bulunuyor. Yemek tarifleri, futbol maçı anlatımları, ilginç hikayeler ve çok daha fazlası İngilizcenizi geliştirmeniz için sizi bekliyor.
Podcast'leri Bu Kadar Etkili Kılan Nedir?
İster ingilizce ister başka bir dilde olsun bir konuşma 3 bölümden oluşur. Sorular, cevaplar ve hikayeler. Hepsi bu. Günümüzün büyük bir kısmı konuşmalara katılmak veya dinlemekle geçiyor. Bu nedenle konuşmak için hazırlık yapmanız anlamsız olabilir. Yılda birkaç kez konferansa katılsanız da gününüzün büyük çoğunluğunda başkalarıyla etkileşime geçiyorsunuz. Bu nedenle işte kendinizi görüşmelere hazırlamak için yapmanız gereken şey dinlemek. Evet. Konuşmaları dinlemelisiniz.
İnsanların çoğu sadece aşk hikayelerine sempati duyuyor. Peki şunu düşünün, çocuklar nasıl akıcı konuşuyor? Çünkü onlara hikayeler okuyoruz, onlara aile veya diğer konular hakkında hikayeler anlatıyoruz. Televizyonda izledikleri programlar onlara hikayeler anlatıyor. Kısacası çocuklar sürekli ana dillerinde olan konuşmaları, sesleri, hikayeleri duyuyor. Bu nedenle bir yetişkin olarak podcast dinlemeye başladığınızda ana dili ingilizce olan konuşmacıları dinleyerek, hikayeler duyarak ve soruların nasıl cevaplandığını görerek ihtiyaç duyduğunuz deneyimi yaşarsınız. Üstelik şunu sakın unutmayın ki konuşmaları dinlemek sizi konuşmaya hazırlar.
Bir podcas'ten edindiğiniz ingilizce kelimelerle dağarcığınızı korumanız daha olasıdır. Unutulmaz bir hikaye dinlerken bazı yeni ingilizce kelimeler duyarsınız ve bu kelimeler hafızanıza kazınır. Kelimeleri öğrenmek için kelime listeleri ezberlemek çoğu zaman öğrencilerin kelimeleri yanlış bağlamda kullanmasına neden olur. Bir hikayede geçen kelimenin nasıl kullanıldığını öğrenirseniz, onu tam olarak hangi bağlamda kullanacağınızı da öğrenirsiniz ve hızlı bir şekilde unutmazsınız.
Podcast dinlerken birçok farklı aksan duyarsınız. Resmi derslerde, ingilizce eğitmenleri öğrenmenin net olmasını sağlamak için konuştuklarını abartmaya eğilimlidir, bu da ana dili İngilizce olanlara benzemez. Ayrıca, sadece bir kişinin nasıl konuştuğunu duyarsanız, o şekilde konuşmaya alışırsınız.
Podcastler, ana dili ingilizce olan kişilerle iletişim kurmak için için mükemmel bir konuşma başlatıcısıdır. Sürekli ilgi çekici gerçekler ve hikayeler kaynağıdır. Ve ana dili İngilizce olan kişilerle ne kadar çok konuşursanız ingilizce becerilerinizi o kadar geliştirirsiniz.
Podcast dinleyerek ingilizcenizi geliştirmek istiyorsanız bunun için size iki teknik önerebiliriz.
Teknik 1: Konuşmanın Çevirisinin Vurgulanması
Podcast’te dinlediğiniz konuşma metnini herhangi bir yolla yazdırın. Bunun için podcasti indirdiğiniz siteyi veya mecrayı ziyaret etmeniz gerekebilir ya da internet tarayıcınıza podcastinizin adını yazıp aratarak konuşma metninizin yazılı halini edinebilirsiniz.
Ardından yazılı metni 5 dakika vurgulu şekilde okuyun. Burada neyi vurgulamanız gerekiyor? Elbette söyleyemeyeceğiniz ifadeleri vurgulamalısınız. Sonrasında bilmediğiniz kelimelerin ne anlama geldiğini bulmaya çalışın.
Teknik 2: Taklit
Yukarıda da söz ettiğimiz gibi konuşmayı öğrenirken hepimiz duyduklarımızı taklit ettik. Bu nedenle dinlediğiniz konuşmacı ile aynı telaffuz, ton ve vurgulamayı yapmaya çalışın. Bunu 5 dakika boyunca yapın. Davranıyormuşsun gibi davran. Bu tonlama ve telaffuza yardımcı olacaktır. Schwa*, ünlü ve ünsüzlerin gerçek sesini dinleyin. Yakından dinlediğinizde, bu sesler düşündüğünüz gibi olmayabilirler. İlginç veya farklı bir şey duyarsanız, bunu tartışmak için özel ingilizce dersinize taşıyabilirsiniz.
* Schwa - Dilbilimde, özellikle fonetik ve fonolojide, schwa, sesli harf grafiğinin ortasında, IPA sembolü ile belirtilen orta merkezi sesli ses veya bu konuma yakın başka bir sesli harf sesidir. İngilizce'ye bir örnek, hakkında kelimedeki "a" nın sesli sesidir.
GNR Eğitim