Yapamam
Bu imkansız.
Başarısız olacağım.
Bunun gibi ifadeler, tam anlamıyla motivasyon eksilticidir özellikle de kendinize söylerseniz!
Bu ifadeler sadece sizi kötü hissettirmekle kalmaz, aynı zamanda hedeflerinize ulaşmanız için sizi sabote eder. Amacınız yeni bir dil öğrenmekse, sizi dil öğrenmenin eğlenceli ve faydalı dünyasından mahrum bırakabilirler.
Ancak iyi haber şu ki bir dil öğrenme yeteneğine sahip değil gibi görünseniz bile, kendinizden şüphe duymanız tamamen yanlıştır. Unutmayın herkes yabancı bir dil öğrenebilir. Sadece dil öğrenemediğinizi düşünüyorsanız, aşılmaz bir bloktan ziyade dev bir engelle karşı karşıya kaldığınızı söyleyebiliriz. Ve doğru teknikle, engellerin üstesinden gelebilirsiniz.
Aşağıda, dil öğrenenlerin karşılaştığı en yaygın sorunlardan 8 tanesi ve bunları aşmanıza yardımcı olacak çözümler bulunmaktadır.
Artık önümüzdeki birkaç ay içinde kendinize “Dil öğrenme konusunda neden bu kadar iyiyim?” diye sormaya başlayabilirsiniz.
Öğrenemediğinizi Hissettiğinizi Tanımlamak Neden Önemli?
Neden düşünce değerlendirmesini atlayamıyor ve hayatınıza devam edebilmeniz için ne yapmanız gerektiğini söylemiyorsunuz?
Başarısızlık acı verebilir ve kendinizi aciz gibi hissetmenize neden olabilir. Haklısınız bu çok motive edici değil. Bununla birlikte, karşılaştığınız engelleri belirlerseniz, artık kendinizi kötü hissetmeniz gerekmez. Bunun yerine, sizinde bir sorun olmadığını, sadece öğrenme sürecinizde bir sorun olduğunu anlamanızı sağlayabilir. Bu çok kötü gözükmüyor, değil mi?
Ek olarak, neden dil öğrenmek için uğraştığınızı tespit ederseniz, sorunlarınızı düzeltmek için çalışabilirsiniz. Sonuçta, sorunu tanımlayamıyorsanız, çözümü de tanımlamak neredeyse imkansızdır, değil mi?
Son olarak, zorluklarınızı belirlemek size tekrar denemek için motivasyon ve yön verebilir. Unutmayın! Düşmanınızdan emin değilseniz, korkutucu olurlar. Aynısı dil öğrenimi için de geçerlidir. Korkutucu sorunların sizi engellemesine izin vermeyin! Doğru motivasyon ve yönlendirme ile en zor diller bile kolay öğrenilebilir.
Neden Öğrenemiyorum? İngilizce Öğrenmenizi Engelleyen Olası Nedenler
Öğrenmeyi eğlenceli hale getirmiyorsunuz
Öğrenme bir angarya gibi hissettirdiğinde, onu erteleme, bırakma veya tamamen durdurma ihtimaliniz vardır. Kimse sıkılmak istemez! Ancak bir sorun var: Bazı dil öğrenme görevleri diğerleri kadar heyecan verici olmayabilir. Dil öğrenimi yurt dışındaki göz alıcı geziler değildir. Bazen, kendinizi iyi hissetmeseniz bile, kelimeleri çalışmanız gerekebilir. Bazen zor bir gramer kuralını okumalısınız. Bazen, dil öğrenmek gerçekten bir iş gibi görünebilir ve bu da becerilerinizi geliştirmekten sizi alıkoyabilir.
Çözüm: Oyunla öğrenmeyi deneyin.
Neyse ki, hiçbir öğrenme görevinin sıkıcı olması gerekmez. Öğrenmeyi eğlenceli hale getirmeyi seçerseniz, devam etmek için daha fazla çaba harcarsınız.
Öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirmenin bir yolu, onu dil öğrenen arkadaşlarla daha da eğlenceli olacak bir oyuna dönüştürmektir.
İngilizce öğrenen başka birini tanımıyorsanız, çevrimiçi dil öğrenen arkadaşlar bulun! Bunun için sosyal mecraları kullanabilirsiniz!
Öğrenmeyi bir oyun haline getirmek için arkadaşlarınıza meydan okuyun. Bir hedef belirleyin ve kimin en hızlı şekilde o hedefe ulaşabileceğini görün. Örneğin, ezberlemek istediğiniz kelimelerin bir listesini yapın. Kelimeleri önce ezberleyen kazansın!
Kendiniz için doğru yaklaşımı kullanmıyorsunuz
Öğrenme stili gerçekten önemli mi? Kesinlikle! Tercih edilen öğrenme stili, öğrenme ihtiyaçlarınız, hedefleriniz ve inançlarınız gibi temel faktörleri göz önünde bulundurmalıdır. Bu etmenler, bir dili bağımsız olarak öğrenmeye çalışan öğrenciler için oldukça önemlidir. Bu yüzden, dil öğrenmeye yeni başladıysanız, sizin için doğru yaklaşımı kullanmıyor olabilirsiniz. Ki bu sizin öğrenme hızınızın yavaş olmasının en büyük nedeni olabilir.
Çözüm: Aynı anda birden fazla yaklaşımı deneyin.
Hangi yaklaşımın size en uygun olduğuyla ilgili bir fikir edinmek için yaklaşımların aralarında rekabet etmesine izin verin. Nasıl mı? Çok basit! Aynı anda birden fazla yöntem deneyin. Elbette kelimenin tam anlamıyla değil. İlginizi çeken çeşitli yaklaşım ve programları test etmek için birkaç saat ayırın. Her programla ilgili neleri sevdiğinizi, program hakkında neleri sevmediğinizi ve amaçlarınızı gerçekleştirmenize nasıl yardımcı olabileceğini not edin.
Her bir yaklaşımın neler sunacağı hakkında kesin bir fikriniz olduğunda, sizin için neyin en iyi olduğu konusunda daha net bir fikre sahip olacaksınız.
Bir seviyede es veriyorsun
Dil duraklamaları gerçektir ve çoğunlukla yabancı dil öğrenen kişileri korkutabilirler. Dil öğreniminin başlarında, öğrenciler daha hızlı öğrenmeye meyillidirler. Yeni, heyecan verici ve çok değerli bilgiler vardır. Ancak bir süre sonra (genellikle orta seviye civarında), öğrenme duraklama evresine girer. Çünkü tüm temel terimleri ve gramer kurallarını zaten biliyorsunuzdur, bu yüzden de ileriye gitmek zor görünebilir. Eskiden dil öğrenmede daha iyi olduğunuzu düşünebilir ve kendinizi aniden başarısız hissedebilirsiniz.
Bununla birlikte, duraklama evresine giren öğrenciler, sınırlı kelime hazinesi, konuşma güçlüğü, fosilleşmiş hatalar (kalıcı hatalar), aşırı basit ifadeler ve doğal olmayan sesler dahil olmak üzere benzer kalıcı dil problemleriyle karşılaşırlar .
Çözüm: Yerel konuşmacılarla ile etkileşime geçin.
Ana dili İngilizce veya hedeflediğiniz bir yabancı dil olan konuşmacılarla etkileşim kurmak, duraklama evresindeki kişilerin karşılaştıkları tüm ana sorunları çözebilecek birkaç çözümden biridir. Örneğin, kelime bilginiz doğal olarak konuşmak istediğiniz konuya bağlı olarak genişleyecektir. Benzer şekilde, ne kadar sık konuşursanız, konuştuğunuz kişinin tarzını yansıtmaya o kadar fazla başlarsınız. Bu da aşırı basit ifadelerinizi düzeltir. Ayrıca ana dili hedef diliniz olan birileri ile konuşmak, konuşma becerilerinizi geliştirebilir ve sesinizi daha doğal hale getirebilir. Hatalarınızı gösteren rahat bir arkadaş bulursanız, düzeltmek için çalışabileceğiniz fosilleşmiş hataları tanımlamanıza yardımcı olabilirler.
Öğrendiğiniz dil oldukça zor
Bazı dilleri öğrenmek, diğerlerinden biraz daha zor olabilir. Ana dilinizden önemli ölçüde farklı yapıya sahip bir dil öğreniyorsanız, bu son derece zor olabilir. Örneğin, ana dili İngilizce olan biri için, Çince öğrenmek, yapının bu kadar farklı olmasından dolayı İspanyolca öğrenmekten daha zor olabilir.
Çözüm: Önce daha kolay bir dil çalışmayı düşünün.
Zor bir dil öğrenmeye başlamak yerine önce daha kolay bir dil öğrenmeyi düşünebilirsiniz. Bu, bir dil öğrenicisi olarak ihtiyaç duyduğunuz becerileri geliştirmenize yardımcı olabilir. Bu sayede hangi yöntemlerin sizin için uygun olduğunu, hedeflerinize ulaşmak için ne yapmanız gerektiğini ve motivasyonunuzu nasıl koruyacağınızı öğrenebilirsiniz. Daha kolay bir dil öğrendikten sonra, daha karmaşık dili tekrar deneyebilirsiniz.
Motivasyonunuz yok
Motivasyon hayatın her alanında önemlidir, ancak konu yeni bir dil öğrenmeye geldiğinde daha da önem kazanır. Yeni bir yabancı dil öğrenmeye başlayıp bunu akıcı hale gelen insanları sadece birkaç kelime öğrenen insanlardan ayıran en büyük fark motivasyon olabilir.
Motivasyon, dil öğrenimine yardımcı olan çok çeşitli özellikleri etkileyebilir. Örneğin, motivasyon, öğrencilerin ana dili ile daha fazla iletişim kurmasına ve öğrenme stratejilerini kullanmasına neden olabilir. Motivasyon, öğrencilerin başarı ve yeterlilik sınavlarında ne kadar iyi performans gösterdiğiyle de bağlantılı olabilir.
Yani bir dil öğrenmek için uğraşıyorsanız, neden yaptığınıza bir kez daha bakmak isteyebilirsiniz.
Çözüm: Dil öğrenme motivasyonunuzu hatırlayın
Dilbilgisi kurallarına ve kelime listelerine daldıktan sonra, neden bu dili öğrenmeye başladığınızı unutabilirsiniz. Bu nedenle de motivasyonunuzu daima hatırlayın. Ya da hatırlatacak çalışmalar yapın.
Bunu yapmanın bir yolu, bir motivasyon günlüğü tutmaktır. Hedef dilinizi neden öğrendiğinizi ve bu yeni becerinin sizin için ne anlama geldiğini yazmak için her gün birkaç dakika ayırın. Dil becerileriniz geliştikten sonra, biraz fazladan pratik için motivasyonunuz hakkında hedef dilinizde yazabilirsiniz. Bir daha moraliniz bozulduğunda ya da dil öğrenme güdünüzü kaybettiğinizini hissettiğinizde yazdıklarınızı okuyun.
Kendinizi motive etmenin bir diğer yolu da çalışma alanınıza bir poster koymaktır. Bu poster ziyaret etmek istediğiniz bir yeri gösterebilir ya da dil öğrenmekle ilgili hedeflerinizi gösteren bir görsel olabilir. Her halükarda, sizi motive eden şeyin gözünüzün önünde durması ve size motivasyonunuzu hatırlatması yararlı olabilir.
Net hedeflerden yoksunsunuz
Eğer hedefleriniz yoksa, yönünüz de yoktur. Yönünüz yoksa, ilerleme kaydetmeniz gerçekten zordur. Hedefleri olmadan, sıradan bir dil öğrenicisi sadece birkaç kelimeyi seçebilir.
Çözüm: Önceden belirlenmiş ödüllerle uzun ve kısa vadeli hedefler belirleyin.
Kendiniz için hedefler belirlemek ve kendinize ödüller vermek, öğreniminizin sürekli ilerlemesini sağlamanın kolay bir yoludur.
Bunu yapmak için hem uzun hem de kısa vadeli hedeflerinizi göz önünde bulundurun. Örneğin, uzun vadeli hedefiniz, altı ay içinde öğrenmeye çalıştığınız yabancı dilde o dili konuşanlarla rahatça iletişim kurmak olabilir. Buna ulaşmak için ihtiyacınız olan şey ise kısa vadeli hedefler belirlemektir.
Bunun için günde 10 kelime öğrenip, pratik yapmaya karar verebilir veya en sevdiğiniz öğrenme kaynağını günde 20 dakika kullanabilirsiniz. Hedefiniz ne olursa olsun, hedefinize ulaşıp ulaşmadığınızı gerçekten değerlendirebilmeniz için olabildiğince spesifik olun.
Ardından, hedeflerinizi tam olarak göreceğiniz bir yerde tutun ki tam olarak ne olduklarını hatırlayın. Bunları telefonunuzun takvimine ekleyebilir veya tüm hedeflerinize ulaşmanızı sağlamak için hatırlatıcılar ayarlayabilirsiniz.
Son adım, en eğlenceli kısım: Hedeflerinize ulaşmak için kendinizi ödüllendirin. Günlük hedefleriniz için nispeten küçük bir şey düşünün. Mesela, bir adet çikolata büyük bir motive kaynağı olabilir. Uzun vadeli hedefler için, yurt dışına seyahat etmek gibi daha büyük ödüller verebilirsiniz.
Korkuyorsunuz
Yabancı dil kaygısı gerçektir ve bir dil öğrenme yeteneğinizi tehlikeye atabilir. Dil becerilerinizi kullanmaktan korkarsanız, pratiklerinizi kaçırırsınız. Pratik yapacağınız uygulamaları kaçırırsanız, o kadar çabuk ilerlemezsiniz. Bu bir kısır döngü.
Çözüm: Kendi hislerinizin farkında olun ve güveninizi geliştirmek için çalışın.
Endişeli olmak sorun değil ama kendi hislerinize ve neden bu şekilde hissettiğinize dikkat etmeye çalışın. Bu kişisel farkındalık yalnızca genel stresinizi azaltmakla kalmaz, aynı zamanda endişelerinizi çözmenin yollarını bulmanıza da yardımcı olabilir.
Kendinize kadar yetenekli olduğunuzu hatırlatmak için onaylamalar yaparak güveninizi de artırabilirsiniz. Unutmayın ve tekrarlayın: “Ben yetenekliyim ve çok iyi bir dil öğrencisiyim.”
Yeterince kullanmıyorsunuz
Dilleri neden öğreniriz. Evet doğru! Kullanmak için! Eğer yoğun bir dil öğrenim sürecinden geçtiyseniz ve sonunda dilinizi çok kullanmadıysanız yaptığınız her şeyin başarısızlıkla sonuçlandığını düşünebilirsiniz.
Bu muhtemelen doğru değil… muhtemelen becerilerinizi kullanarak yeterli pratik yapmadınız!
Çözüm: Kendinizi bırakın!
Hedef dilinizi kullanarak daha fazla deneyim kazanmak için ne gerekiyorsa yapın.
Bir öğrenme engelini aşmanın en harika yollarından biri de öğrendiğiniz yabancı dili konuşan kişilerle sık sık sohbet etmektir. İngilizce öğreniyorsanız ana dili İngilizce olan kişilerle iletişim kurmaktan çekinmeyin
Hatta daha da iyisi, sürekli İngilizce konuşanların toplandığı bir işte yarı zamanlı çalışmayı deneyin. Bu size dili daha iyi öğrenmeniz için gereken konuşma ve dinleme pratiğini sağlayabilir. Her neyi seçerseniz seçin hedef dilinizi daha sık kullanmanız, bir dil öğrenebildiğinizi kanıtlamanıza yardımcı olacaktır.
Yani bir dil öğrenemeyeceğinizi düşünüyorsanız, tekrar düşünün.
Hangi engellerle karşı karşıya olduğunuzu belirledikten sonra, konuşmaya başlayabilirsiniz!
GNR Eğitim