Her insan kendi ana dilini eğitim ve öğretim hayatı başlamadan konuşarak öğrenmeye başlar. Okul hayatında okumayı ve yazmayı öğrenmeye başlar. Bu yüzden bir yabancı dili öğrenirken de mutlaka konuşarak öğrenmeliyiz.
GNR eğitim olarak bu sözcükleri 3 ay içerisinde sana cümle içerisinde kullandırarak İngilizce konuşma becerisini kazandırır. Yeni İngilizce öğrenmeye başlayanlar GNR Metodumuz sayesinde İngilizceyi konuşabilir seviyeye gelmektedirler. Başlangıç seviyesi konularını ve sözcüklerini katılımcılarımıza konuşurken öğretmekteyiz. Özel olarak gramer kuralları anlatılmamaktadır. İngilizce konuşarak çalışılmaya başlanmalıdır.
GNR Eğitim’de İngilizce kursumuzda ilk dakikadan itibaren hiç bilmesen de konuşarak öğrenmeye başlarsın. Arama motoruna GNR Metodu nedir diye yazarak nasıl öğrettiğimiz konusunda bilgi sahibi olabilirsin. Ücretsiz deneme dersi ile ilk dakikadan itibaren İngilizce konuşarak öğreneceğinin güvenini kazanırsın.
GNR ile konuşarak nasıl geliştirebileceğini deneyimle, sonradan evden daha rahat kendi kendine öğrenebilirsin…
A1 seviyesi kelimeler listesini sana vermeden önce nasıl çalışman gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunacağız. Tavsiyelerimizi okuyup tavsiyelerimize göre çalıştıktan sonra hafta 1 yapman gerekenleri aşağıda sana maddeleyeceğiz.
A1 Seviye Kelime Listesi Çalışma Tavsiyeleri
- Bütün sözcüklere kendi kelime kartlarını oluşturmalısın.
- Kağıdın bir tarafına Türkçe bir tarafına İngilizce yazacak şekilde kelime kartları oluşturmalısın.
- Sonra bir torba içine koyarak karıştırmalısın.
- Torba içinden bir kelime kartı çekmelisin. İngilizce tarafı geldiyse Türkçesini söyle. Türkçe tarafı geldiyse İngilizcesini söyle.
- Torba içinden seçtiğin sözcüğü dijital sözlüğünden nasıl telafuz edildiğine dikkat et. En az 5 kez dinle.
- Başlangıç seviyesi kelimelerinden birini çalışırken o sözcük ile ilgili önce Türkçe cümlelerini yazmalısın. Basit Türkçe cümleler olsun ki İngilizcelerini de söylemek kolay olsun.
- Cümlelerini yazarken önüne A1 seviyesi öğrendiğin gramer konularının ismini yaz. Örneğin kişi zamirleri, aitlik zamirleri, Wh soruları, renkler, işaret zamirleri vb. öğrendiğin konu listelerini bir kağıda yaz. Sonra her konuya uygun bir basit cümleyi o sözcük ile kur.
- Sözcüğü cümle içerisinde kullanacak örnek cümle bulamadığında dijital sözcükteki basit cümleleri defterine yaz. En az 5 kez tekrarla. Ayna karşısında kendinden emin olarak söyleyinceye kadar tekrarla.
- Aşağıdaki örnek cümlelerimiz gibi cümleler üreterek sözcüğücümle içerisinde kullanarak konuşmalısın. Aksi takdirde sözcükleri liste olarak çalışma defterine yazıp öğrenmek vakit kaybı olacaktır. Çünkü iki gün sonra konuşurken hatırlama da zorlanırsın. Kalıcı öğrenmek için tavsiyelerimizde olduğu gibi çalışmalısın.
Example of “Garden” in a Sentence
Boil yani kaynatmak ve haşlamaktır. Bu sözcüğü nasıl cümle içinde konuşarak hem kalıcı öğrenebileceğini hem de konuşma pratiği yapacağından bahsedeceğiz.
Kaynatmak, kaynar, haşlanır sözcüklerine örnek Türkçe cümleler düşün. Basit cümleler olsun.
- Su 100 derecede kaynar. / Water boils at 100 degrees.
- Su 100 dereceye varırsa kaynar. / If water reaches 100 degrees, it boils.
- Su 100 dereceye vardığı zaman kaynar. / When water reaches a hundred degrees, water boils.
- Haşlanmış yumurta severim. / I love hard-boiled eggs.
- Haşlanmış yumurta çürük kokuyor. / The boiled eggs smell rotten.
- Mutfaktan su almaya gittiğini düşün. Su almaya gittiğinde ocak üstündeki tencerenin kaynadığını gör ve annene söyle. / The pot is boiling over.
- Annene yumurtaları çok fazla kaynatmamasını söyle / Please don't boil the eggs so hard.
- Kardeşine patates haşlamasını söyle ve önce suyun kaynamasını beklemesini söyle. / You wait for the water to boil before I put the potatoes into the pot.
- Birine internette izlediğin tavuklu patates tarifini anlattığını düşün. "Patatesleri suya koyup haşladı." / He peeled potatoes and put them in water to boil.
Example of “Eraser” in a Sentence
Silgi ile ilgili Türkçe cümlelerini düşün.
- Bu silgi yumuşak.
- Silgi defterin arasında.
- Yeşil silgi benim.
- Kardeşimin silgisi masanın altında.
- Silgini kullanabilir miyim? / May I use your eraser?
- Mert tahtadaki tebeşir izlerini sildi. / He erased the chalk marks from the blackboard
- Okulda erkek öğrenciler birilerinin kafasına silgi atmayı sever. Sende sıra arkadaşına, Mert'in kafasına silgi çarptığını söylediğini farzet. / The eraser hit him bang on the top of his head. (Kafasının üstüne çarptı.)
- Orada 5 silgi var.
Example of “Garden” in a Sentence
Bahçe sözcüğü ile ilgili Türkçe cümlelerini yaz.
- Onların bahçesinde köpek var.
- Bizim bahçemiz onların bahçesinden büyük.
- Bu bahçe çok büyük. (Bildiğin bütün sıfatlarla bahçeyi tarif et.)
- Annem arka bahçede oturuyor. / My Mother is sitting out in the back garden.
- Bu sadece bir bahçe yılanı. / It's only a garden snake.
- Bizim komşularımız sabah saatlerini bahçede geçiriyorlar. / Our neighbors usually spent the morning hours in the garden.
- Bahçede senin kedini görüyorum.
- Bahçede 5 ağaç var.
İngilizce Başlangıç Seviyesi Kelimeler
Türkçe
|
İngilizce
|
Acil Durum
|
Emergency
|
Aç
|
Hungry
|
Açık, Net
|
Clear
|
Ağaç
|
Tree
|
Ağır
|
Heavy
|
Ağlamak
|
Cry
|
Alışkanlık
|
Habit
|
Amca, Dayı
|
Uncle
|
Ana
|
Main
|
Anlamak, Kavramak
|
Understand
|
Arama
|
Call
|
Artış
|
Rise
|
Ateş
|
Fire
|
Avukat
|
Lawyer
|
Ay
|
Month
|
Ayakkabı
|
Shoe
|
Ayna
|
Mirror
|
Aynı
|
Same
|
Ayrılmak
|
Leave
|
Bahçe
|
Garden
|
Banyo
|
Bath
|
Bardak
|
Glass
|
Başarılı
|
Successful
|
Biber
|
Pepper
|
Bilet
|
Ticket
|
Binmek
|
Ride
|
Boş
|
Empty
|
Boşanmış
|
Divorced
|
Boya, Boyamak
|
Paint
|
Bulut
|
Cloud
|
Burun
|
Nose
|
Buzdolabı
|
Refrigerator
|
Büyük
|
Large
|
Ceket
|
Coat
|
Cep
|
Pocket
|
Cesur
|
Brave
|
Cevap
|
Answer
|
Ciddi
|
Serious
|
Çanta
|
Bag
|
Çatal
|
Fork
|
Çatı
|
Roof
|
Çiftlik
|
Farm
|
Çilek
|
Strawberry
|
Çirkin
|
Ugly
|
Çizmek
|
Draw
|
Çorap
|
Socks
|
Çorba
|
Soup
|
Dakika
|
Minute
|
Demiryolu
|
Railway
|
Devam Etmek
|
Continue
|
Diş Fırçası
|
Toothbrush
|
Diş Macunu
|
Toothpaste
|
Dişçi
|
Dentist
|
Doğru, Düzeltmek
|
Correct
|
Dönmek, Dönüş
|
Turn
|
Dönüş
|
Return
|
Duvar
|
Wall
|
Duymak
|
Hear
|
Düşmek
|
Fall
|
Düzenli
|
Tidy
|
Ebeveyn
|
Parent
|
Ekmek
|
Bread
|
El
|
Hand
|
Erken
|
Early
|
Etek
|
Skirt
|
Evcil Hayvan
|
Pet
|
Evli
|
Married
|
Fatura
|
Bill
|
Fırça, Fırçalamak
|
Brush
|
Fırın
|
Oven
|
Fil
|
Elephant
|
Garson
|
Waiter
|
Gazeteci
|
Journalist
|
Geçmek, Geçirmek
|
Pass
|
Gemi
|
Ship
|
Gerek
|
Need
|
Giymek
|
Wear
|
Gökyüzü
|
Sky
|
Gömlek
|
Shirt
|
Göstermek
|
Show
|
Güçlü
|
Strong
|
Gül
|
Rose
|
Gülmek
|
Laugh
|
Gülümsemek, Gülümseme
|
Smile
|
Günlük
|
Daily
|
Güvenlik
|
Security
|
Güzel
|
Beautiful
|
Güzel
|
Nice
|
Haber
|
News
|
Hafta
|
Week
|
Halı
|
Carpet
|
Halka
|
Ring
|
Harcamak
|
Spend
|
Harika
|
Wonderful
|
Harita
|
Map
|
Hasta
|
İll
|
Hasta
|
Sick
|
Hata
|
Error
|
Hata
|
Mistake
|
Hatırlamak
|
Remember
|
Havlu
|
Towel
|
Havuz
|
Pool
|
Hayvan
|
Animal
|
Hayvanat Bahçesi
|
Zoo
|
Hazır
|
Ready
|
Hemşire
|
Nurse
|
Hesap
|
Calculator
|
Hırsız
|
Thief
|
Hızlı
|
Quick
|
İç Çamaşırı
|
Underwear
|
İlgili
|
İnterested
|
İnce
|
Thin
|
İnek
|
Cow
|
İnşa Etmek
|
Build
|
İtmek
|
Push
|
Kaçırmak,Iska Geçmek
|
Miss
|
Kadın Garson
|
Waitress
|
Kalın
|
Thick
|
Kalmak
|
Stay
|
Kalp
|
Heart
|
Kar
|
Snow
|
Karanlık
|
Dark
|
Karpuz
|
Watermelon
|
Karşılamak, Buluşmak, Karşılaşma
|
Meet
|
Karşısında, Ters, Zıt, Karşıt
|
Opposite
|
Kasaba
|
Town
|
Kaşe, Pul, Damgalamak
|
Stamp
|
Kaşık
|
Spoon
|
Kavun
|
Melon
|
Kaynatmak, Haşlamak
|
Boil
|
Kazanmak
|
Earn
|
Kelime
|
Word
|
Kırmak
|
Break
|
Kış
|
Winter
|
Kızgın
|
Angry
|
Kibar
|
Polite
|
Kilise
|
Church
|
Kiralamak
|
Rent
|
Kiraz
|
Cherry
|
Kirli
|
Dirty
|
Kişisel
|
Personal
|
Kitapçı
|
Bookstore
|
Komik
|
Funny
|
Komşu
|
Neighbour
|
Konuşma
|
Talk
|
Korkmuş
|
Afraid
|
Korku
|
Horror
|
Köprü
|
Bridge
|
Kule
|
Tower
|
Kutu
|
Box
|
Kütüphane
|
Library
|
Marangoz
|
Carpenter
|
Mektup
|
Letter
|
Meslek
|
Job
|
Meyve
|
Fruit
|
Mimar
|
Architect
|
Muhasebeci
|
Accountant
|
Müdür
|
Manager
|
Mühendis
|
Engineer
|
Mümkün
|
Possible
|
Nefret
|
Hate
|
Nehir
|
River
|
Nesne
|
Object
|
Nişanlı
|
Engaged
|
Oda
|
Room
|
Oğul, Erkek Evlat
|
Son
|
Onarım, Onarmak, Tamir Etmek
|
Repair
|
Oyuncak
|
Toy
|
Ödeme, Ödemek
|
Pay
|
Ödünç Alamk
|
Borrow
|
Ödünç Vermek
|
Lend
|
Öğle Yemeği
|
Lunch
|
Öğretmek
|
Teach
|
Öldürmek
|
Kill
|
Öykü
|
Story
|
Pantolon
|
Trousers
|
Parmak
|
Finger
|
Patron
|
Boss
|
Peynir
|
Cheese
|
Pirinç
|
Rice
|
Raf
|
Shelf
|
Rüzgar
|
Wind
|
Saat
|
Clock
|
Sağ
|
Right
|
Sağlık
|
Health
|
Samimi
|
Friendly
|
Sanmak, Düşünmek
|
Think
|
Satmak
|
Sell
|
Sayfa
|
Page
|
Sermaye, Başkent
|
Capital
|
Sessiz
|
Quiet
|
Seyahat
|
Travel
|
Sıkıcı
|
Boring
|
Silgi
|
Eraser
|
Soğuk
|
Cold
|
Sol
|
Left
|
Spor Ayakkabı
|
Trainers
|
Susuz, Susamış
|
Thirsty
|
Şarkı
|
Song
|
Şarkı Söylemek
|
Sing
|
Şemsiye
|
Umbrella
|
Şirket
|
Company
|
Şişe
|
Bottle
|
Şişman
|
Fat
|
Tabanca
|
Gun
|
Takım Elbise
|
Suit
|
Takvim
|
Calendar
|
Tarih
|
History
|
Taşımak
|
Carry
|
Tatlı
|
Sweet
|
Tavuk
|
Chicken
|
Tek
|
Single
|
Tekrar
|
Repeat
|
Temizlemek, Temiz
|
Clean
|
Tereyağı
|
Butter
|
Teyze, Hala
|
Aunt
|
Top
|
Ball
|
Toplantı, Buluşma, Görüşme
|
Meeting
|
Tuvalet
|
Restroom
|
Tuz
|
Salt
|
Ucuz
|
Cheap
|
Uçak
|
Airplane
|
Uçak
|
Plane
|
Uçuş
|
Flight
|
Uzak
|
Far
|
Uzun Boylu
|
Tall
|
Ülke
|
Country
|
Üzüm
|
Grape
|
Varmak
|
Arrive
|
Vücut
|
Body
|
Yakışıklı
|
Handsome
|
Yalnız
|
Alone
|
Yarım
|
Half
|
Yaş, Çağ
|
Age
|
Yemek
|
Meal
|
Yer
|
Place
|
Yeterli
|
Enough
|
Yoksul
|
Poor
|
Yol
|
Road
|
Yol
|
Way
|
Yorgun
|
Tired
|
Yüksek
|
High
|
Zayıf
|
Weak
|
Zeki
|
Clever
|
Zemin
|
Floor
|
Zengin
|
Rich
|
Zor
|
Difficult
|
GNR Eğitim